Annem ve babam memur oldukları için çocukluÄŸum farklı yerlerde geçti. Nerede oturuyor olursak olalım, doÄŸal olarak tatillerde ailecek İzmir’e gidip geliyorduk. Bu konuda nasıl bir talihsizliÄŸimiz varsa biz her bir yerin yetersiz yollarında gidip gelirken, biz ayrıldıktan sona o yerlere güzel yollar yapıldı.

Ben doÄŸduÄŸumda ebeveynlerim Denizli’nin Çal ilçesinde çalışıyorlarmış. Çal’dan, ilçeyi il merkezine baÄŸlayan Kaklık KavÅŸağı’na kadar olan yol çok eski ve bakımsızmış. O kadar ki annem bana hamileyken, Denizli’ye doktor kontrolüne gidip gelirken aşırı sarsıntılar bebeÄŸe zarar verecek diye kaygılanırmış.
Çal’daki son zamanlarımızda yolu komple yenilemek üzere çalışmalar baÅŸlamış ama çalışmalar uzun sürdüğü için yeni yolu kullanmak bize nasip olmamış.
Daha sonra Aydın’ın Yenipazar ilçesindeki dönemi net hatırlayabiliyorum. Yenipazar’dan İzmir’e gitmek yaklaşık 3 saat sürüyordu. Ne zaman ki Yenipazar’dan ayrıldık, İzmir – Aydın Otoyolu (Otoyol 31) yapıldı ve aynı mesafe 1 saat 45 dakikaya düştü.

Sonraki durağımız Manisa’nın Salihli ilçesi. Salihli ile İzmir arasındaki yol Türkiye’nin en iÅŸlek yollarından biri olmasına karşın tek ÅŸeritliydi. Yolun taşıdığı (daha doÄŸrusu taşıyamadığı) trafik o kadar yoÄŸundu ki ülkenin en fazla kaza yaÅŸanılan yoluydu, gazeteler ve televizyonlar bu yoldan ölüm yolu diye bahsediyordu.
Ayrıca bu dönemde İzmir giriÅŸinde, yani Bornova’da yığılma yaÅŸanıyordu. İstanbul, Manisa tarafından gelen araçlarla Ankara, Salihli tarafından gelen araçlar Ege Üniversitesi önündeki Osman Kibar Meydanı’nda kesiÅŸiyordu. Bu arada ben bu meydana üç büyük ÅŸehrin kesiÅŸtiÄŸi yer diyorum çünkü bir tarafı Ankara’ya, bir tarafı İstanbul’a, bir tarafı da İzmir merkeze gidiyor. O dönemde cuma akÅŸamları ve uzun tatil arifelerinde yalnız bu meydanı geçmek bile yarım saat civarında sürüyordu.
Biz Salihli’den ayrıldıktan sonra yol çift ÅŸerit olarak yenilendi, Osman Kibar Meydanı’na köprülü ve tünelli kavÅŸak yapıldı.

İzmir’de bir dönem annem ve babam Gaziemir’de lojmanda oturuyorlardı, biz kardeÅŸimle birlikte anneannem ve dedemle Balçova’da oturuyorduk. Okulumuz Güzelbahçe’de olduÄŸu için Balçova’dan gidip gelmek, Gaziemir’e kıyasla çok daha kolaydı. Hafta sonları evci çıkıp Gaziemir’e gidiyorduk. Cuma akÅŸamları bindiÄŸimiz 509 numaralı Balçova – Gaziemir otobüsü bu güzergahtaki tek hattı, seyrekti (50 dakikada bir) ve İnönü Caddesi, Üçyol ve Akçay Caddesi üzerinden tıngır mıngır giderdi. Yolculuk süresi bir saatten fazlaydı.
Bizim için Gaziemir dönemi kapandıktan sonra çevreyolu (Otoyol 30) yapıldı. Bu otobüs şimdi çevreyolundan gidiyor, herhalde yolculuk süresi en az yarı yarıya azalmıştır.
Bursa’da on yıl geçirdim. On yıl boyunca “İzmir – İstanbul otoyolu yapılacak, yapıldı, bitti, bitecek, az kaldı” haberleri hep dolaÅŸtı ama ben Bursa’dan ayrılana kadar yapılamadı. En trafiksiz zamanda, tüm ÅŸartların uygun olduÄŸu durumda Bursa’dan Bornova’ya girmek 3 saat 45 dakika sürüyordu. Ama tabii ki tatil arifelerinde bu süre hayal oluyordu.
Ben Bursa’dan ayrıldıktan sonra İzmir – İstanbul Otoyolu (Otoyol 5) bitti, süre 2 saate indi. Ben Bursa’da çalışmaya devam ediyor olsaydım muhtemelen otoyolun fahiÅŸ ücretini karşılayamayacaktım ve eski yoldan gidip gelecektim ama tabi artık eski yoldaki trafik yoÄŸunluÄŸu büyük ölçüde azalmıştır diye düşünüyorum.
Nasıl denk geldiyse, her gittiğimiz yerde eski yolların cefasını çektik ama yeni yolların sefasını yaşayamadık. Bundan sonra örnekler eklenecek mi göreceğiz.