Üç kişilik dev taraftar grubumuzla (Zeynep, İlke, ben) bu sefer Denizli deplasmanında Fenerbahçe’mizin yanındaydık.
Maçtan önceki hafta içi Denizlili sevgili arkadaşım Ozan’ın aracılığıyla Merkezefendi Belediyespor’dan Mustafa Bey’e ulaştım. Saha içi koltukların fiyatını öğrendim. Bir Türkiye ligi maçı için bize yüksek geldi ama tabii Anadolu takımlarının da Fenerbahçe ile yaptıkları maçlardan gelir etmeleri çok önemli. Mustafa Bey bu durumu telefonda bana detaylıca açıkladı. Bunun üzerine bilet satış sitesine girdim ve saha içi olmasa da Fenerbahçe bench’inin hemen arkasında ikinci sırada bilet buldum ve hemen aldım.
Aydın – Denizli Otoyolu’nun Kuyucak – Denizli kısmı açılmış. Açılmış ama Narlıdere Metrosu gibi açılmış. :) Yol var mı, kullanabiliyor musun? Evet. Ama yol üzerinde sıfır medeniyet. Ne bir WC, ne başka bir şey. Yine de şu haliyle yolculuk süresini baya kısaltıyor ki en önemli şey bu. Özellikle Nazilli trafiğinde çok zaman kaybediliyor, otoyolun Nazilli kısmı hizmete açıldığında Denizli’ye gidiş çok farklı olacak.
Maçtan 4 saat önce Denizli’ye vardık. Biraz yürüyüş yaptıktan sonra kebap yemek üzere Bayramyeri’ne gittik. Burada Denizli Kebabı yapan bir sürü mekan var. Ne var ki Denizlili birkaç kişiye yer tavsiyesi sorduğumuzda tereddütsüz hepsi Kebapçı Baki dediler. O yüzden Baki’de yedik.
Denizli Kebabı, kuzu etinden hazırlanan bir çeşit tandır kebabı. Et tuzsuz, baharatsız geliyor ve yanında çatal, bıçak servis edilmiyor. Yani elle yeniyor. Kebabı elle yiyelim sorun yok da, “domatesi de mi elle yiyeceğiz” diye sordum, evet dediler. :) Hayatımda ilk defa domatesi elle yedim.
Yalnız müthiş lezzetliydi. Şu anda yazarken bile dilimdeki damağımdaki reseptörler hayallere daldılar.
Yemekten sonra direkt maçın oynanacağı Pamukkale Üniversitesi Spor Salonu’na gittik. Salon üniversite kampüsü içinde olduğundan park sorunu yaşamadık. Hafta içi telefonda görüştüğüm Merkezefendi Belediyespor İdari Menajeri Mustafa Bey ile salonda da görüşme, yüz yüze tanışma imkanı oldu.
PAÜ Spor Salonu Türkiye’de gördüğüm Ülker Arena’dan sonraki en iyi salon. Küçük (5000 kişilik) ama modern, bakımlı. Koltuklar sağlam ve nispeten rahat. Tasarımı da güzel. Yeni, modern salonlarda olduğu gibi seyirciler sahaya yakın. Mesela Türkiye’de yine Ülker Arena dışında ilk defa bir salonda loca gördüm. Ligimizde nice paralı, her yıl playoff oynayan takımlar var ama salonları bu salonun yanından geçmez. Vizyon meselesi… Tabii Gençlik ve Spor Bakanlığı’na ait olmayan her salonda ilk baktığım şeye burada da baktım: Salonda Tayyip fotoğrafı yok. Bu da ülkemizde az bulunan bir özellik.
İlk çeyrekte başa baş bir mücadele vardı. İkinci çeyrekten itibaren Fenerbahçe’miz çok rahat bir oyunla maçı domine etti ve rahat kazandı. Skor: 68-93
Bu, Fenerbahçe’nin ligdeki 19. galibiyeti oldu. Koç Jasikevičius’un Fenerbahçe’deki 29. maçında 25. galibiyeti oldu. Ligde ve Türkiye Kupası’nda hiç maç kaybetmeyen Koç, Euroleague’de 4 maç kaybetti. Bu yenilgiyle Merkezefendi maalesef düşme hattına bir adım daha yaklaştı. Umarım Ege Bölgesi takımlarından hiçbiri ligden düşmez.
Maçtan sonra direkt İzmir’e dönüşe geçtik. Bir sonraki maçımızın planlarını yapmaya başladık.
İlgili yazılar:
Sevgililer Günü Aktivitesi
Manisa ve Muğla Deplasmanları
Sarı Sevda 💛