Sevgililer Günü’nde yapılacak en güzel aktiviteyi gerçekleştirdik: Fenerbahçe’mizin maçına gittik.
Basketbol Türkiye Kupası’nın statüsü bir garip. Sadece ligin ilk yarısını ilk 8 içinde tamamlayan takımlar katılabiliyor. Ligde kendini gösterememiş olan takımlar için alternatif bir başarı şansı ifade etmiyor. Ve tüm maçlar bir hafta içinde oynanıp bitiyor.
Bu yıl ligin ilk yarısını ilk 8 içinde tamamlayan takımlara bakınca sevinçten havalara uçtum. 5 İstanbul takımının yanında 3 Ege Bölgesi takımı vardı. Bu, Fenerbahçe’nin Ege Bölgesi’nden bir takımla eşleşmesinin çok olası olduğu anlamına geliyordu. Fenerbahçe’nin ligdeki Ege deplasmanlarına zaten gidiyoruz, bunlara bir de kupa maçı eklenebilirdi.
Tam tahmin ettiğim gibi oldu ve Fenerbahçe Aliağa Petkimspor ile eşleşti. Yine Türkiye Kupası’nın statüsü gereği çeyrek final maçları tek maç üzerinden oynanacaktı. Normalde genel kural olarak tek maç oynanacaksa saha avantajı üstte olan takıma verilir. Türkiye Kupası’nda bu da kuraya bırakılmış. Şansımıza maç Aliağa’ya verildi.
14 Şubat 2024 Çarşamba günü gün boyunca müşterilerimizin sevgilileri veya kendileri için sipariş ettikleri kalp pastaların dağıtımını organize ettikten sonra üzerimize sarı lacivertleri çekip İlke’yle buluştuk. Karşıya geçip Zeynep’i de alınca üç kişilik dev kadro tamamlandı. İzban’a binip Aliağa yoluna düştük. Hafta ortası olması ve işte yorulmuş olmamız sebebiyle üçümüzde de bir enerji eksikliği vardı. Ama bu durum salona girince değişecekti. :)
Aliağa’da bizi Sevgililer Günü’nde yapılabilecek en güzel aktiviteyi keşfetmiş bir başka çift karşıladı: Emel ve İsmail. Genelde Fenerbahçe’nin Anadolu’da oynadığı maçlarda biletler çok kısa sürede tükenir. O yüzden biletlerin satışa çıkış tarihini ve saatini iyi takip edip satışa çıktığında hemen biletleri almak gerekir. Ben maçtan günler önce takibe geçtim. Ancak Aliağa Petkimspor hiç akla gelmeyecek bir şey yaptı ve biletleri internet üzerinden satışa çıkarmadı, sadece gişeden satılacağını duyurdu. Bunun nedeni Fenerbahçe’yi izlemek için çevreden insan gelmesin (yani biz), maçta sadece Aliağalılar olsun ve kendi ilçelerinin takımını desteklesinler düşüncesi. Çabayı takdir ediyorum ama konu Fenerbahçe olunca kimse ilçesinin takımını öne koymaz. Bu yöntem Efes maçlarında işe yarar ama. Duyuruyu görünce, sırf bilet almak için de Aliağa’ya gidip dönemeyeceğimi düşündüğümden (ki gitsem bile alabilecek miyim, şüpheli) maça gidemeyeceğimizi anladım. Tam aynı gün Emel’in Aliağa’da olduğunu öğrendim ve durumu anlattım. Emel hemen uçtu, gişeden bilet aldı sağ olsun. Hem bize, hem kendilerine aldı. Böylece 5 kişilik bir taraftar grubu olduk.
Diğer deplasman maçlarından tecrübeli olduğumuzdan üzerinde Fenerbahçe yazısı veya amblemi olan herhangi bir kıyafet giymemiştik. Ama sarı lacivert giyinmiştik tabii ki. Bu saçma uygulamaya karşı bulduğumuz çözüm bu: Amblemsiz, yazısız sarı lacivert kıyafetlerle maça gitmek.
Salona girince her zamanki gibi içimizi çocuksu bir heyecan kapladı. O işten çıkıp gelmiş, yorgun insanlardan eser kalmadı. Petkim’in salonu küçük ama bakımlıydı. Sahibi Gençlik ve Spor Bakanlığı olmayan salonlarda ilk baktığım şey Tayyip’in fotoğrafı olup olmamasıdır. Bu salonda maalesef vardı. Vardı ama diğer çoğu salondaki gibi Atatürk fotoğrafıyla aynı boyutlarda kocaman değil, çok daha küçük boyutlardaydı. Biraz mecburiyetten konmuş gibi bir havası vardı. :) Fotoğraf var mı? Var.
Salondaki seyirci profilinden bizim gibi biletli seyircinin az olduğu, seyircilerin çoğunun ücretsiz bilet dağıtılan Petkim çalışanları ve onların aileleri olduğu hemen anlaşılıyordu. Bu Efes’in başını çektiği şirket takımlarının uyguladığı yaygın bir yöntem. Ne var ki taraftar desteği açısından yöntem işe yaramamış. Firma çalışanları ve aileleri takımlarını destekleyen ateşli taraftarlar olarak değil, Avrupa’nın en güçlü takımlarından birini canlı izlemek isteyen sporseverler olarak gelmişler.
Aliağa Petkimspor’un “Enerji” isminde bir maskotu var. Maskotu diğerlerinden ayıran en büyük özelliği kocaman bir göbeği olması. :) Baya bir süre o göbeğin yapay mı olduğunu, yani maskotun karakterinin bir özelliği mi olduğunu tartıştık. Bir ara baya yakınımıza gelince anladık ki içindeki baya göbekli bir abi. Organik bir göbek söz konusu.
Başa baş geçen ilk çeyrekten sonra Fenerbahçe üstünlüğü kurdu ve fazla zorlanmadan maçı kazandı. 81-68 kazandığımız maçta Tarık Biberovic 22 sayı attı. Maçtan sonra kendisini tribünlere çağırdık ve uzun uzun alkışladık.
Bu sonuçla Fenerbahçe’miz yarı finalde Beşiktaş ile eşleşti. Bu sezon şimdiye kadar ikisi Ataşehir, üçü deplasman olmak üzere gittiğimiz 5 maçın hepsini kazandık. Sezonun kalanında deplasman olarak Denizli’de Merkezefendi Belediyespor ve Aliağa’da Petkimspor maçlarına gitmeyi planlıyoruz. Tabii playoff eşleşmelerinde de imkan olursa Fenerbahçe’mizin yanında olmaya devam edeceğiz.
Gecenin sonunda, mart ayında oynanacak olan Aliağa – Fenerbahçe lig maçında tekrar görüşmek üzere Emel ve İsmail’den ayrıldık. Bizi Aliağa İzban istasyonuna bıraktılar. Huzurla evlerimizin yolunu tuttuk.
16 Şubat 2024 Güncellemesi: Fenerbahçe’miz Konya’da oynanan Türkiye Kupası yarı finalinde Beşiktaş’ı 99-68 yenerek finale yükseldi.
18 Şubat 2024 Güncellemesi: Fenerbahçe’miz Konya’da oynanan Türkiye Kupası finalinde Anadolu Efes’i 80-67 yenerek kupayı kazandı.
İlgili yazılar:
Manisa ve Muğla Deplasmanları
Sarı Sevda 💛