Her yaz çevremde daha fazla kişi Karaburun’a gidiyor. Çoğunun da ilk gidişi oluyor. Ben aynı zamanda orada olup etrafı göstermeyi çok isterim ama çoğu zaman bu da mümkün olmuyor. Bana en öncelikle “Karaburun’da nerede kalınır” sorusu geliyor. Bu soruya net ve ayrıntılı bir cevap verebilmek için “Karaburun’da Kalınacak Yerler” başlıklı bir yazı yazmıştım. Lakin her yıl yeni oteller, pansiyonlar açılıyor, var olanlar kapanıyor ya da el değiştiriyor ya da restore ediliyor. Benim de o yazıyı faydalı tutabilmek için her yıl güncellemem gerekiyordu. Onu da yapamadığım için sildim.
İkinci soruya ise cevap vermek daha kolay çünkü cevabı pek değişmiyor: “Karaburun’da ne yapılır?“
Karaburun’u güzel yapan zaten yıldan yıla değişmemesi, güzelliklerini muhafaza etmesi. O yüzden bu soruya daha net, daha değişmez cevaplar vermek mümkün. O zaman başlayalım.
1- İncirlikoy’da yüzün
Karaburun’daki İncirlikoy, Türkiye’nin mavi bayraklı en iyi 10 plajından biri. Pırıl pırıl suda denizin dibini görerek yüzebilirsiniz. Dışarıdan baktığınızda ise koy size Ege mavisini sunuyor.
Koydaki tesis Karaburun Belediyesi tarafından işletiliyor. Ağaçların yaptığı doğal gölgede çimlerin üzerine konmuş şezlonglarda uzanarak Ege mavisine karşı biranızı içebilirsiniz. Fiyatlar uygun. Tesisi kullanmak istemezseniz kumsalda ücretsiz takılabilirsiniz.
Yukarıdaki fotoğrafı İncirlikoy’da çektim. Suyun temizliğiyle ilgili bir fikir veriyor olması lazım.
2- Bodrum’da yüzün
Karaburun’un Foça’ya bakan muhitine Bodrum deniyor. İncirlikoy’da rüzgarlı ve dalgalı bir güne denk gelirseniz Bodrum tarafına geçebilirsiniz. Bodrum’da iki plaj var: Mimoza ve Bodrum plajları. Bu iki plajda deniz her zaman durgundur. Hiçbir zaman rüzgar ve dalga olmaz.
3- Balık ve Kalamar yiyin
İskele’de sıralanmış balık restoranlarının hepsinde yemişliğim yok. Ama kalite ve fiyat olarak birbirlerinden pek fazla farkları olmadığını biliyorum. Karaburun aslında bir balıkçı kasabası olduğundan sabah denizden çıkmış balığı akşam masanızda bulursunuz.
Kalamarı ise ayrı tutmak isterim. “En iyi kalamar Karaburun’da yenir” derler. Siz de denedikten sonra muhtemelen aynı şeyi söyleyeceksiniz.
Söylemeye gerek yok; temiz denizlerden toplanmış Karaburun midyesini de gönül rahatlığıyla yiyebilirsiniz.
4- 7 Kardeşler dondurması yiyin
Karaburun’un emektar 7 Kardeşler dondurmacısı, ilçeyle özdeşleşmiş bir marka. Geçmişte sadece ilçe merkezindeki yerlerinde hizmet verip akşamları da araçlarıyla Lambada çalarak bütün Karaburun’a dondurma götürüyorlardı. Şimdi ise araç iptal oldu ama İskele’de de satış yapıyorlar.
7 Kardeşler dondurması o kadar taze ve doğal oluyor ki, yedikten sonra gerçek dondurma tadını unutmuş olduğunuzu fark edeceksiniz.
5- Yakamoz Kafe’de bira veya çay için
İskele’nin sonuna kadar yürüdüğünüzde deniz kenarındaki kaya yığınlarının dibinde Yakamoz Cafe & Bar’ı göreceksiniz. Burada yaş ortalaması Karaburun genelinin çok altındadır. Güzel müzik çalar. Müzik sizin dalga seslerini dinlemenizi engellemez, tam tersine ona eşlik eder.
İster gün batımına karşı biranızı yudumlayın, isterseniz hava karardıktan sonra çayınızı için, bir huzur ve dinginlik hissedeceksiniz. “Olm ben her akşam/akşamüstü buraya gelsem ömrüm uzar valla” diyeceksiniz.
6- Saip’te köy kahvaltısı yapın
Karaburun merkezden sadece 2-3 km uzaktaki Saip köyünün güzel bir kahvesi var. Çayını içip muhabbetini yapmak isteyen köylü amcalarla nefis köy kahvaltısı için gelmiş olanlar bir arada takılıyorlar. Köyün genelinin olduğu gibi kahvenin de güzel bir deniz manzarası var. Bu güzel manzarayla her biri doğal hazırlanmış lezzetlerden oluşan kahvaltınızı edebilir, çayınızı yudumlayabilirsiniz.
Ayrıca köy kahvesi deyip geçmeyin, kahveyi çevreleyen arıyı, sineği, böceği vb uzak tutmaya yarayan, görünmez elektronik bir sistem var. Bilimkurgu filmlerindeki koruma kalkanı gibi bir şey. Ben böyle bir şeyi sadece Saip Kır Kahvesi’nde gördüm.
Saip Kır Kahvesi’nin doğal reçellerini www.nihalcetad.com adresinden sipariş edebiliyorsunuz.
7- Ayıbalığı’nda yüzün veya su sporları yapın
Ayıbalığı Koyu, Mordoğan’da. Karaburun’dan 20 km beride Mordoğan’daki Ayıbalığı koyunun denizi de bölgedeki diğer kısımlardan farklı değil; pırıl pırıl. Diğerlerinden farklı olarak burada bazı su eğlencelerini icra edebiliyorsunuz. Muz, hamburger, kano, jet ski ve su kayağı aklıma gelenler.
Su eğlenceleriyle ilginiz yoksa bile bu koyu denemenizde fayda var. Ayıbalığı’nda iki güzel tesis var: Mortır Beach ve SEAL Beach & Club.
8- Sarpıncık fenerini görün
Karaburun’un Sarpıncık köyü yakınlarındaki manzaralı fener, manzara izlemek ve fotoğraf çekmek için ideal bir yer. Must see.
İzmir Körfezi’ne giriş yapan gemileri Sarpıncık Feneri karşılıyor. Karaburun’un doğası ve manzarası güzel Sarpıncık köyü sınırları içinde yer alan fener, denizden 97 metre yükseklikte olup, güneş enerjisiyle çalışıyor.
Fenere ulaşmak için Yeni iskele’den sonra 12 km daha ileriye, yani yarımadanın en uç noktasına doğru gitmelisiniz. Oldukça yüksek bir rakımda sizi ilk karşılayan Sarpıncık Köyüne hoş geldiniz tabelası olacak. İşte tam bu noktada durun. Bir yanda Foça, diğer tarafta Midilli Adası. Bu müthiş manzaranın doyumsuz tadını çıkarın. Sonra yolu takip ederek daha da yukarıya doğru devam ediyorsunuz. Sarpıncık Deniz Feneri tabelalasından saparak, toprak patika yollardan inişe geçip, Masmavi Ege Denizi’nin arka fonu oluşturduğu manzara içerisinde, 12 metrelik beyaz kulesi ve bahçe içinde fener evi ile Sarpıncık Deniz Fenerine varıyorsunuz. Fenere giden yol süresince kuvvetli kekik kokusu ve bu güçlü güzel kokuya denizden süzülerek gelen yosun kokulu, iyot yüklü kuvvetli ve sık esen Ege rüzgârı size eşlik edecek. 12 mil görünme erişimi olan fener, yapıldığı 10.01.1938 tarihinden bu yana İzmir Körfezine giriş yapan gemileri selamlıyor.
9- Karareis yolunu kullanın
Karaburun Yarımadası’nın batı kıyısında, yani Sakız Adası’na bakan tarafında Karaburun ile Çeşme’yi bağlayan bir yol var. Bu yol üzerinde Karaburun’un birkaç köyü ile birkaç yazlık site dışında hiçbir yerleşim yok. Çok bakir bir coğrafya. Yol kıvrımlı ancak amacınız keşfetmek ise, nefes kesen manzaralara şahit olmak ise bu yolu kullanarak Çeşme’den Karaburun’a veya Karaburun’dan Çeşme’ye geçin.
10- Su altını görün
Dik dağlık yapısı gereği kumsaldan çok kayalık yapıya sahip olan Karaburun, su altı zenginliği açısından dikkat çekiyor. Bu yapısı ile tüplü ve tüpsüz dalış meraklılarının favori yerlerinden biri. Benim ilgim olmadığı için denemişliğim yok. Ancak Karaburun, Mordoğan ve Foça kıyılarının bazı su altı canlılarının Türkiye’deki tek yaşam alanı olduğunu biliyorum.
11- Balıklıova un kurabiyesi yiyin
Bu konu ile ilgili başlı başına ayrı bir yazım var, lütfen göz atınız: Balıklıova Un Kurabiyesi
12- Enginar alın
Enginar benim sevmediğim sebzelerden ama bu size önermeme engel değil. Avrupa’nın ve Türkiye’nin en prestijli otellerinin şeflerinin enginarı Karaburun’dan aldırttıklarını okumuştum. Karaburun’da yetişen enginar türü Sakız enginarı olarak geçiyor.
Şimdi bu kısım alıntı: Enginarın anavatanı Karaburun. Sonbahar ve kış boyunca tarlalarda yeşillik, sofralarda ise zenginlik olarak görülen bir sebze. Karaburun enginarı doğal koşullarda yetişiyor organik ve çok lezzetli. İlaç olarak tavsiye edilen enginarı buradan taze taze alırsınız. Enginar karaciğerinizi, kekik kokulu havası da %26 oksijen oranıyla akciğerlerinize iyi gelir.
13- Güneş batarken yüzün
Denize en çok sabah saatleri ile güneş batarken girmeyi seviyorum. Bu ikisi arasında ise gün batımını öne çıkarırım. Siz de deneyin. Karaburun Türkiye’nin batı ucunda olduğundan güneş nispeten geç batıyor. Bu saatlerde yüzün. Denizin ılıklığı, güneşin kırmızı bir top şeklinde alçalması ve sonra yok olması hoşunuza gidecek. Ayrıca denizde sizden başka pek kimse olmadığından sessiz bir dinginlik içinde insanların akşam yemeği için hazırlanmalarını, toparlanmalarını izlemek de tarifi zor bir haz.
14- Sazak Köyü’nü gezin
Sazak köyünde yaşayan Rumlar, 1923 yılında Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan mübadele anlaşmasıyla bölgeden ayrılıp, Sakız Adası’na yerleşmişler. Köy, Rumların buradan ayrılmasıyla boş kalmış. Şu anda harabe halindeki terk edilmiş köy görülmeye değer.
Son olarak, Karaburun Yarımadası, Türkiye’nin en iyi motosiklet ve bisiklet rotalarından biridir. Ancak siz motosiklet veya bisiklet kullanıyorsanız bunu zaten biliyorsunuzdur, ayrıntısına burada girmeye gerek yok. ;)
İyiki sizler gibi araştırmacı ve paylaşımcı kişiler var.sayenizde çok çok bilgilendik.Teşekkürler