Birkaç yıl önce bir uluslararası eğitim dergisinde Avustralya’da eğitim görmekte olan öğrenciler ile Avustralya’da eğitim görmüş olan mezunların Avustralya’yla ilgili düşüncelerine yer verilecekti. Bununla ilgili ben de kısa bir yazı hazırladım ama sonra ne oldu bilmiyorum, planlanan bu bölüm yayınlanmadı. O dönem askere gittim, bilgim yok. Geçen gün eski e-postaları kurcalarken yazımı buldum, burada yayınlıyorum.
AVUSTRALYA VE AVUSTRALYA’DA EĞİTİM
Avustralya
Avustralya deyince genelde aklımıza kanguru, koala, bumerang, aborjin yerlileri gibi kalıplaşmış simgeler geliyor. Aslında bu durum, Türkiye denince akla sadece fes, lokum, kahve, nazar boncuğu, rakı, şiş kebap gelmesi kadar simgeleşmiş, çerçeveyi tam doldurmayan bir eksiklik. Çünkü bize coğrafi olarak olduğu kadar kültürel anlamda da uzak olan bu ülke; aynı zamanda dünyanın en güçlü ekonomilerinden birini, koskoca bir kıtayı, kusursuza yakın bir eğitim sistemini ve hepsinden önemlisi onlarca ırktan insanın bir arada sorunsuz yaşamasını, uyumunu temsil ediyor.
Dünyanın en büyük adası, en küçük kıtası Avustralya, kara parçası olarak Rusya, Kanada, Çin, ABD ve Brezilya’dan sonra 6. büyük ülke konumunda ve Avustralya’nın nüfusu ülkenin büyüklüğü ile kıyaslandığında oldukça az. Yalnızca 20 milyon nüfusa sahip Avustralya’ya, 1945’ten sonra, yaklaşık 200 ülkeden 6 milyonun üzerinde göçmen gelmiş. Denizaşırı ülkelerden gelen bu kişiler toplam nüfusun neredeyse dörtte biri civarında.
Ayrımcılıktan uzak bir göçmenlik politikası uygulayan Avustralya’nın ekonomisi dünyanın en dikkat çekici ekonomilerinden biri. Büyüme hızı yüksek, enflasyon oranı düşük ve faiz oranları aşağılarda. Her geçen gün daha da canlılık kazanan Avustralya ekonomisi 19. yüzyıldan beri vatandaşlarına çok yüksek standartta bir yaşam imkânı sunmakta.
Avustralya’nın yaklaşık 10 milyona ulaşan çalışan nüfusu son derece iyi eğitim görmüş kişilerden oluşmakta. Çalışan nüfusun neredeyse yarısı üniversite ya da yüksek okul mezunu. Yaklaşık 200 ülkeden 400,000 civarı öğrenci her sene Avustralya’ya eğitim amacıyla gitmekte ve ülkenin bütçesine %5’lik bir gelir sağlamakta. Nüfusunun yaklaşık dörtte biri deniz aşırı bir ülkede doğduğu için Avustralya gerçek bir kültürel çeşniye sahip bir ülke.
Eyalet sistemiyle yönetilen ülkede federal hükümetin başkenti yanlış bilindiği şekliyle Sydney veya Melbourne değil; Canberra’dır. Sydney, New South Wales eyaletinin, Melbourne ise Victoria eyaletinin başkentidir. Bu iki kentte ağırlıklı olmakla birlikte ülkede Türk asıllı 100 bin kadar kişi yaşamaktadır.
Sydney
Sydney, 2000 yılında olimpiyatlara ev sahipliği yapmasından önce ve sonra defalarca “dünyanın en yaşanılabilir kenti” ünvanını kazanmasının yanında güzelliğiyle birçok Hollywood yapımına da mekan olarak kucak açmış.
Avustralya’da Eğitim
Türkiye’de henüz keşfedilmemiş bir değer olan Avustralya eğitimi, tüm dünyada kapıları açan bir anahtar gibi kişiye nitelik kazandırmaktadır. Yani bizim kültürümüzdeki karşılığıyla dünyanın her yerinde para edecek olan bir altın bilezik takar öğrencilerin koluna. Ülkemizdeki en gözde üniversitelerin bile dünya sıralamalarında ilk 500’e girememeleri (veya bazı yıllar zar zor girebilmeleri), büyük hedefleri olan gençler için Türkiye’deki eğitimin bir şey veremediğinin göstergesidir.
Dünya sıralamasındaki birçok üniversitesiyle Avustralya, eğitimde dünyanın yeni gözdesi haline geldi. The Australian National University, The University of Sydney, The University of Melbourne, The University of New South Wales ve Macquarie University gibi üniversiteler sadece gelişmekte olan ülkelerden değil, eğitim kalitesi yüksek ülkelerden bile (ABD ve AB ülkeleri) binlerce öğrenci çekebilmektedir.
Bu noktada kendi üniversitem Macquarie’den biraz daha ayrıntılı bahsedeyim. “Australia’s Innovative University (Avustralya’nın Yenilikçi Üniversitesi)” sloganıyla 1964 yılında, Sydney’in kuzey bölgesindeki semtlerden North Ryde’da kurulmuş. Milli parka komşu bir alan üzerinde olup kendi kampüsü de yeşil yoğunluğu, gölü ve barındırdığı canlı türleri çeşitliliğiyle milli parkın uzantısı durumundadır.
Sloganın hakkını veren üniversite çoğu konuda ülkede ve dünyada öncü konumdadır. Macquarie’de özellikle genetik alanında yapılan araştırmalar, diğer araştırmalara yol gösterir.
2004 yılında dünyanın en iyi 500 üniversite sıralamasında ülkemizden bir tane bile kurum olmaması baya tartışılmıştı. Aslında söz konusu liste ilk 2000 üniversiteyi kapsıyordu ancak sadece ilk 500’ü basına dağıtılmıştı. İşin daha da acı tarafı Türkiye’den ilk 2000 sıralamasında bile üniversite olmamasıydı. 2004’teki bu sıralamada 48. sırada yer alan Macquarie, Avustralya’da da mezunlarının başlangıç maaşları ortalamasında Avustralya’da 1998’den 2007 yılına kadar aralıksız lider durumdadır.